Belçika’nın Brüksel kentinden herkes onu” Tercüman Yakup” diye tanınırdı.. Birçok vatandaşa dokunan hizmetleri olan Tercüman Yakup Yurt’un, memleketi Gemlik İlçesi Umurbey Beldesi’nde hayatını kaybettiği paylaşıldı.
Brüksel’de görev yaptığı yıllarda, Belçika Atatürkçü Düşünce Derneği(BADD) ile birçok sosyal kültürel faaliyetlerde, vatandaşlara önderlik yapan Yakup Yurt, aynı zamanda BelTürk ve Binfikir gazetelerinde köşe yazıları kaleme aldığı gibi, bir haber sitesi kurarak, kendi görüş ve düşüncelerini de burada paylaşıyordu.
Brüksel’de yaşayan Türklerin ehliyet almalarında kolaylaştırıcı Tercüman olarak rol alan ve birçok mahkemede Türklerin daha iyi anlaşılabilmesi için resmi olarak tercümanlık yapan Yakup Yurt’un adı bu vesile ile “Tercüman Yakup Yurt”a” çıkmıştı..
İki oğlunu avukat olarak yetiştiren, onların diploma sevincini yaşayan Yakup Yurt’un vefatı, arkadaş, dost ve tanıdık çevrelerde büyük üzüntü yarattı..
Allah gani, gani rahmet, cennet mekan eylesin!
Eski Cumhurbaşkanlarından Celal Bayar’ın hemşeresi olmakla övünen Tercüman Yakup Yurt,1950 Doğumlu olup, Güzin Hanımla evlendi. Bu evlilikten Cavit ve Onur adında iki oğlu oldu.. Onların avukatlık heyecanı yaşayan Yakup Yurt, Belçika’da kendi kuşağı içinde, halkla bütünleşerek, halka hizmet etmeyi kendine şiar edindi.
Belçika’da iyi Fransızca’nın olduğu kadar iyi Türkçe’nin adresi olarak bilenen Tercüman Yakup ustayı özleyeceğiz..
BELTÜRK GAZETESİ YILLARI
Gazeteci, yazar Yusuf Cinal, ” Yakup Yurt ile tanışmamız, aynı zamanda babası ve kardeşi ile tanıştığımız günlere rastlar. Gayet disiplinli, işine odaklı, dedikoduda işi olmayan sanki halka hizmet için görevlendirilmiş bir iyilik meleği idi..
Birçok konuda Tercüman, Sakah ve Hürriyet gazetesi yıllarımda haber kaynaklarımdan biriydi.. Hiçbir haberi balon çıkmadı..
Artık Belçikalı Türklere gazete yapma düşüncemi biliyordu..
Çark Europe, Hasret, Gurbet deneyimlerinden sonra Beltürk için karar verdiğimde, Yakup Yurt ustadan her hafta bir yazı kaleme almasını istedim.
Gayet yalın, halkın anlayabileceği bir dilde yazılar yazmaya başladı..Beltürk o yıllar 20 Bin baskı yapıyordu. Gazete balyalarını ta Arden dağlarının eteğindeki bir matbaadan alıp, halka ücretsiz dağıtıyorduk.. Her sayısından kendisine arşiv için gazete veriyordum.. Bunları cilt yaptırır hatıra olarak saklarsın demiştim.. Tercüman Yakup, bu Beltürk Gazete Kitabını, Umurbey Celal Bayar Üniversitesi Kütüphanesine bağışladı. Çok mutlu oldum ve kendisini tebrik ettim..
Buluşuyor, tartışıyor, sohbet ediyor, Türk toplumunun sorunlarını irdeliyorduk..
Bir gün Tercüman Yakup ustam, “Yusuf Bey seninle bir şey konuşabilir miyim” dedi..
Ne demek ustam, her zaman dedim..
Bana,” Gazete büyük ilgi görüyor, maşallah iyi de para kazanıyorsun? Cepler doluyor.. Ben buna alet olamam” diye isyan bayrağını açtı,,
Çok şaşırmıştım.. “Ustam, kim seni yanıltmışsa, doğrusunu benden dinlemelisin.. Gazete, büyük bir matbaada renkli,16 Sayfa basılıyor.. Hazırlık safhası, grafik tasarım, baskı, transport ve ücretsiz dağıtıma alınan reklam paraları yetişmiyor! Bir teklifim var? Arzu edersen, gazeteyi yayına sen hazırla, ben yazı yazayım ve sana destek olayım” diyerek, kendisini etraflıca, bir yayın organı hakkında bilgilendirdim.
Bir hafta yazdığı yazıyı cebinde gezdirdi.. Durumun doğruluğunu bazı dostlarım kendisine anlatmış ve ikinci hafta yazısını gönderdi.. Çok kırılmıştım.. Kendisine, yaptığı hizmetler ve katkı için teşekkür edip, dost kaldık.. Ama hep görüştük, kendisine müşteri gönderme gayretlerim sürdü.
Sonra Binfikir gazetesinde yazmaya başladı.. Kendi sanal gazetelerinde yazdı..
Hoş ve çok güzel anılarımız oldu.. Unutmak olmaz! Allah rahmet, cennet-mekan eylesin! Ailesi ve sevenlerinin başı sağolsun! Unutmayacağız!” diye, eski günlere gitti ve üzüntüsünü dile getirdi..