Hollanda’da yaşayan şair, serbest gazeteci Yavuz Nufel, duayen gazeteci İlhan Karaçay ile ilginç bir röportaj yaptı..
İlhan Karaçay:”Sorunlarımızı anlatamıyoruz, halbuki hem Ankara’da hem Lahey’de anlatabilmemiz lazım”
1967 yılında Hollanda’ya geldiğimde çok az Türk vardı..Eş ve çocuklar gelmemişti.. Mersin’de amatör gazeteci olarak çalışıyordum.. Burada Tercüman ile gazeteciliğe başladım..eşler, çocuklar geldi..Eğitim, konut ve diğer sorunlar başladı.. Bir bilen olarak ta görev yapıyorum..
O yıllar fotoğraf gönderemiyordum.. Filmleri hava alanına gidip yolculara veya posta ile gönderiyordum..Sonra Telefax çıktı..Fotoğrafları gönderebiliyorduk..
Telex vardı..Telefon ile haber geçemiyorduk.. Şimdi dijital dönem..Sabah kalkıp, bir düğmeye basıyor ve fotoğrafları geçiyorsunuz.. Dünya gazetesini çıkarırken, aynı zamanda Hollandaca da yazıyordum.. Posta ile yazıları gönderiyordum..Gündem oluyordu..Türkler ile Türkiye ile uğraşan gazeteler,basın yayın organları vardı..Bir gün çağırdılar..”Ne istiyorsun bizden” dediler..Ben de ” Siz bizden ne istiyorsunuz”dedim.. Türk turizmini baltalıyordular..Parlamentoda yayınlarımız konu oldu..Etkisini görebiliyorduk..Şimdi ise kendimiz yazıyor, kendimiz okuyoruz..Sesimizi duyurmak için Hollandaca yazmak gerek..”diyerek, kendi yaşam kesitlerini ve tanıklık ettiği olayları anlattı..
VİDEODAN İZLEYEBİLİRSİNİZ..
https://youtu.be/tUPHSSVdSJw
İlhan Karaçay:”Sorunlarımızı anlatamıyoruz, halbuki hem Ankara’da hem Lahey’de anlatabilmemiz lazım”
1967 yılında Hollanda’ya geldiğimde çok az Türk vardı..Eş ve çocuklar gelmemişti.. Mersin’de amatör gazeteci olarak çalışıyordum.. Burada Tercüman ile gazeteciliğe başladım..eşler, çocuklar geldi..Eğitim, konut ve diğer sorunlar başladı.. Bir bilen olarak ta görev yapıyorum..
O yıllar fotoğraf gönderemiyordum.. Filmleri hava alanına gidip yolculara veya posta ile gönderiyordum..Sonra Telefax çıktı..Fotoğrafları gönderebiliyorduk..
Telex vardı..Telefon ile haber geçemiyorduk.. Şimdi dijital dönem..Sabah kalkıp, bir düğmeye basıyor ve fotoğrafları geçiyorsunuz.. Dünya gazetesini çıkarırken, aynı zamanda Hollandaca da yazıyordum.. Posta ile yazıları gönderiyordum..Gündem oluyordu..Türkler ile Türkiye ile uğraşan gazeteler,basın yayın organları vardı..Bir gün çağırdılar..”Ne istiyorsun bizden” dediler..Ben de ” Siz bizden ne istiyorsunuz”dedim.. Türk turizmini baltalıyordular..Parlamentoda yayınlarımız konu oldu..Etkisini görebiliyorduk..Şimdi ise kendimiz yazıyor, kendimiz okuyoruz..Sesimizi duyurmak için Hollandaca yazmak gerek..”diyerek, kendi yaşam kesitlerini ve tanıklık ettiği olayları anlattı..
VİDEODAN İZLEYEBİLİRSİNİZ..
https://youtu.be/tUPHSSVdSJw
0
Mutlu
0
Üzgün
0
Sinirli
0
Şaşırmış
0
Virüslü
İlhan Karaçay,”Derdimizi Ankara’da ve Lahaey’de analatabilmeliyiz!”