Amiral Gemisi Hürriyet’te çok hak yemiştir!
Türkiye’de 1980’lerin başında gazeteciliğe başladığım yıllarda Başbakanlık Sarı Basın Kartı sahibi idim. Sonra İsveç’e yerleştim. Yaklaşık 4 yıl Anadolu Ajansı temsilci iken, kadrolu çalıştığım için bu kartı kadrolu olduğum sürece taşıdım.
Sonra Türkiye’nin en saygın Amiral Gemisi dediğimiz Hürriyet Gazetesi’nde İsveç Temsilcisi ve gazeteci olarak çalıştım. İşte bu Amiral Gemisi, uzun yıllar Türkiye’nin en saygın gazetesi olarak gerçek Halkın Gazetesi oldu. Bunla da kalmadı vatandaşın, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin savunuculuğunu da yaptı.
Ahkam kesen Ertuğrul Özkök,” bu çoçukların hakkını yememeliyim” diyemedi.
Hürriyet Gazetesi’nde 25 yılı aşkın gazeteci kadrosunda çalıştım. Gazetenin künyesinde Stockholm Temsilcisi olarak yer aldım. Ancak bu her şeyin savunuculuğunu yapan gazete aynı zamanda o gazeteyi o noktaya getirenleri de sömürüyordu. Kaymağı yiyenler ise tepede oturanlardı. Ertuğrul Özkök ve diğer yandaşları hep seyirci kaldılar. Bugün hala köşesinde ahkam kesen Ertuğrul Özkök, kendi kadrosunda çalışan benim gibi yüzlerce insanın hakkını gasp etmiştir. Bu kartı taşımak aslında benim gibi bu mesleğe yıllarını ve gençliğini veren hakkıdır.
Gençliğimi verdim bu gazeteye
Tam kadro bünyesinde çalışmama rağmen Türkiye’de sigortalı göstermedikleri için Başbakanlık Sürekli Sarı Basın hamili olmama rağmen, bu kartı bu yüzden taşıyamadım. İsveç basın kartı ve Hürriyet’in tanıtım kartı İle mesleğimi yürüttüm.
Konu kart meselesi değil
Konu aslında kart meselesi değil. Bugün gazetecilik yapmadıkları halde naylon gazetelerde kendilerini kadrolu gibi gösteren bir sürü sahtekarlar var. Bunlar uzun gazetecilik yapmadığı halde bugün Sürekli Basın Kartı taşıyor. Tepkim bu ahlaksız ve yüzsüzleredir. Benim gibi anasından emdiği süt kader helal olanlar bu kartı onurla taşıması gerekirken, bugün çok sayıda sahtekar ve onursuzun bunu taşıyor olması bu meslek adına üzülüyorum.
Kitabına uyduran sahtekarlar ödüllendiriliyor
İşte Türkiye’de kitabına uyduran, sahtekarlar ödüllendiriliyor. Bu kartı taşımayı hak edenler bir ömrü bu meslek uğrunda geçenlere ise vefasızlık yapılıyor. Bu tepkim Hürriyet’i kötülemek veya vefasızlık gibi görülmemeli. Bu tepkim, sisteme, sahtekarlara, hak yiyenlere. Hürriyet Gazetesi’nin o kadar yıl ekmeğini yedim, o bünyede çalıştığım İçin itibar gördüm. Bunlar işin bir tarafı. Ancak öbür tarafı da anlattıklarım. Bu Erol Simavi döneminde de Aydın Doğan döneminde de maalesef öyleydi.
Tandoğan Uysal yazıyor
