1. Haberler
  2. Gündem
  3. Bu gidip-gelmeler unutulur mu?

Bu gidip-gelmeler unutulur mu?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sevgili okurlar,
Bugün bir geçmişe doğru yol alarak, Sakarya basın dünyasından bir kesiti sizlere sunmaya çalışacağım..
“Basına” merakım lise yıllarından başlar..Akyazı Lisesisi daha kurulmamış ve Akyazı Ortaokulu, Akyazılı gençlerin  sadece bir ortaokulu değil, bir akademisi gibiydi.. Ortaokulumuz, Yenicami semtinde, yani Akyazı’nın kuzey giriş yolu üzerindeydi..Bu yol üzerinden gelenler, Akyazı üzerinden Kuzuluk, Dokurcun, Taşkesti ve oradan Mudurnu’ya, oradan Nallıhan üzerinden Ankara’ya ulaşırlardı..
Bu eski yol, aynı zamanda “ipek yolu” üzerindeydi..
O yıllar, Akyazı’da bu yol için “eski Ankara yolu” tanımı sıkça kullanılırdı..
Mudurnu Çayı boyunca uzanan yol, kıvrıla, kıvrıla sizi alıp Ankara’ya götürürdü..
İşte o yıllarda, Akyazı ortakokulu öğrencileriyiz.. Derslere ilgili ve ilçemize sevdalıyız..Okulda görevli öğretmenlerimiz ile bir aile gibiyiz..
Antalya’dan gelen yabancı dil öğretmenimiz (Almancacı)  merhum Turgut Altınküpe sınıf öğretmenimiz..
Daha lise birdeyiz..
Duvar gazetesi yarışmaları var okulumuzda..
Sınıf olarak, birinciliği bırakmıyoruz..
Eee “edebiyatçı” öğrencileriz ya!..
İşte o yıllar, öğretmenimiz Turgut Altınküpe, “bu çalışmaları tarihe mal edelim”diyerek, bir gazete hazırlanmasına işaret ediyor..
Aslında, bu çalışmaların bir de önü var..
Ortaokul yıllarında, Akyazı’nın herşeyi  Akyazı Ortaokulu..
Bir de Konuralp İlkokulu ile Atatürk İlkokulu mevcut İlçe’de..
Bu yıllarda bile, hazırladığımız duvar gazeteleri yanında, her sabah toplantı saatinde, arkadaşlarımıza, ülkede olup bitenleri mikrofondan anlatıyoruz..
Yani, Akyazı Ortaokul’ndan haberler, okul öğrencileri tarafından hep bekleniyor..
Hatta Okulun önünde geçen vatandaşlarda, bu haberlere kulak kabartmadan  geçmezlerdi..
Ne yıllar?
Akyazı, yavaş, yavaş gelişiyor..
Nüfus çoğalıyor, yeni mahalelerin adları zikrediliyor..
O yıllar en çok adından söz edilen mahallere arasında; “Hastane Mahalellis( İnönü ), Yenicami” geliyor..
İlçe merkezi ise, bu güzergahların dışında Batakköy, Altındere ve Pazarköy istikametlerinde gelişiyor..
Akyazı’ya artık, Pazarköy Elektrik Santrali’nden gelen elektrik yetmiyor..
Akyazı’nın esnafı da farklılık arzetmeye başlıyor..
O Yıllar, Sakarya’nın ilçelerinde gazete deneme çalışmaları yapılıyor..
Ama istikrarlı, düzenli bir gazete yok!..
Adapazarı merkezden, ilçelere haftalık ilan gazeteleri çıkarılıyor.. Akyazı’da bir ara “İlkhaber” gazetesi yayımlanıyor..
Ve biz Akyazı Lisesi olarak, bir sayılık “Çırağ” adlı bir gazete hazırlıyoruz..
***
O yıllar, Adapazarı merkezde ise yayımlanan gazetelerin başında, Akşam Haberleri, Yeni Sakarya, Gerçek, Anadolu, Sonhaber, Adapazarı.. geliyor..
4 Sayfa yayımlanan bu gazetelerin, bir tek ön sayfası ile arka spor sayfası düzenli değiştiriliyor..Diğer bölümleri ise resmi ilanlara göre düzenleniyor..
O yıllar, Sakarya’da, yükselen iki değer var; güreş ve futbol..
Güreş için belli alanlar ihdas edilirken, Akyazı Ayşecik Güreşleri ve diğer köy düğünü ve geleneksel olarak bazı ilçelerde güreşler tertipleniyor..
Başta Adapazarı olmak üzere, Akyazı, Hendek, Karasu, Sapanca gençlerinin kurduğu futbol takımları, Adapazarı’nın güçlü futbol takımları  Şekerspor, Donatımspor, Demirspor, Yıldırımspor, Karadenizspor ile başabaş şampiyonluk yarışına giriyor..
Sakraryaspor’un temelini oluşturan, futbol takımları da var elbet!..
Sakarya’nın ise, 1965 Yılından  itibaren bir Sakaryaspor’u vardır..
İl’in yetiştirdiği yıldız isimler yanında, Sakarya’da top koşturmak için gelen lejyöner komşu kent çocukları da, Sakarya’yı mesken tutmaya başlıyor..
İşte böyle günlerde, “Sakarya’da yılın sporcusu” yarışmaları düzenleniyor gazetelerde..
Ülke genelinde düzenlenen bu  yarışmalara, büyük rağbet ediliyor..
Gazete satışlarınıda olumlu etkileyen bu yarışmalara katılmak, kupon biriktermek, gazeteye göndermek gerek..
O yıllar, Akyazı’nın iki değerli futbol takımı var;
Akyazı Gençlikspor(1949) ve Akyazı Akınspor(1957) ilçe gençliğinin “olmazsa, olmaz” gençlik merkezlerini oluşturuyor..
Akyazı Gençlikspor Futbol Takımı’nın, formasını giydiğim yıllar..
Hem Akyazı Gençlikspor’dan, hem de Akyazı Akınspor’dan birer futbolcuyu “yılın sporcusu” adayı gösteren Yeni Sakrarya Gazetesi, Akyazı’da bir başka yarışın da fitilini ateşliyor..
Sakarya yerel gazeteleri, o yıllar, sadece merkezde ve akşam üzeri yayımlanırlardı..
Bu vesile ile Adapazarı’na gidip, gazete satın almak, kuponları doldurmak ve yarışa katılmak çok önemliydi!..
Sevgili merhum Ferruh  Kökten, o yıllar Akyazı Gençlikspor Kulübü yöneticisi..
Futbol dışında Ferruh Kökten ustayı, lokantasından da tanıyoruz..
Pilavüstü kuru fasulyeye, bayıldığımız günler!..
İşte bu hararetli, rekabetli günlerde, Akyazı Akınspor’dan arkadaşımız merhum Paşa İhsan Sarı, Akyazı Gençlikspor’dan ise Adnan(Müller) yarışmada yer alıyor..
Yine, bir Akın-Gençlik rekabeti söz konusu!..
Herkes kendi futbolcusu için ayakta!..
Adapazarı’nda o yıllar, gazetelerin baskıları sınırlı..
Üstelik, Adapazarı’na gidip, basılan gazeteleri alıp, Akyazı’ya getirmek, kuponları kesip, doldurmak ve gazeteye ulaştırmak gerekiyor..
Her iki spor kulübünün, kulüp lokalleri dışında, Ferruh Kökten ustanın orası, bizim karargahımız!..
İşte bu,” Adapazarı gidip –gelmelerinde” daha sonra meslektaşım, kader birliği yaptığımız arkadaşım, gazeteci, yazar,”yarı şaka-yarı ciddi”yazıları ile merhum Hüseyin Komite’yi tanıdım..
Adapazarı Bakırçılar Çarşısı içinde, Yeni Sakarya Gazetesi matbaası ve idarehanesi bulunuyor..
Hüseyin Komite, kalın gözlükleri ile ya dizgi başında olur, ya da makine başında, baskıda olurdu.. Yüzü,eli ve üstü başı boyalı bu adam,ara sıra bizimle şaka yapmaktan da kendini alamazdı..
Sakarya basını için renkli bir kişilik idi Hüseyin Komite..
Spor camiasından da çok arkadaşı vardı..
Kara güzlükleri arkasında bir çift göz, bizi süzer, bir gülücük atıp, konuşmasını sürdürürdü..
Dijital telefonun, hatta televizyonun olmadığı o yıllarda, Hüseyin Komite’nin dağarcığı dolui, doluydu..
Gülüşmeler, maç kritikleri ve Akyazı ile diğer konular, bu kısa ziyaretlerde konumuz olurdu..
Bu buluşmalardan sonra, Hüseyin Komite ile Taçspor forması altında da buluşmalarımız başladı..
Her ikimizin de en büyük tutkusu futbol idi..
İşte benim gazeteciliğimin de dönüm noktası burada, Hüseyin Komite ile başlıyor.
Bu buluşmalar sonrası, Yeni Sakarya’da, ilk olarak şiirlerim yer alıyor ve bir uzun röportajıma, Vali Mehmet Aldan, sevgili merhum Abdullah Çelik’in önerisi ile taktirname veriyor..
Unutmak olur mu?
İşte böylece, Adapazarı medyasına adım atıyorum..
***
Bu “gidip-gelmeler” daha sonra “Ada Olay” gazetesini çıkaracak olan Semih Köprülü ile tanışmamıza vesile oluyor..
Hemen Ankara Caddesi’ne paralel,Bahar Sokak üzerindeki  matbaasında buluşmalarımız başlıyor..
Sıkça Semih Köprülü, İlhan Tunçbilek, Nevzat Urhan, Nejdet Güngörsün, Recep Koçkar bir araya gelip,istişarelerde bulunuyor, gelecek üzerine planlar, hayaller kuruyoruz..
Lise yılları çabuçak geçiyor..
Yüksek Okul içen Bursa yollarındayız..
Sevgili arkadaşım Karaçabeyli Cemil Sülün ile her cumartesi-pazar Adapazarı yollarındayız..
Futbol tutkusu bu, başka şeye benzemez!..
Akyazı’nın Sesi adlı gazeteyi, Akyazı’da çıkartmaya başlıyorum.. Akyazı’da, Akyazı’nın Sesi Gazetesi..
Haftalık ve Adapazarı’nda baskı yapılıyor, dağıtım ise Akyazı ‘da gerçekleştiriliyor..
Ne günler, ne yıllar?!
***
Biz “Ada Olay” için hazırlıklardayız ve gündeme Sakarya Gazetesi düşüyor..
11 Ekim 1982, Sakarya basın tarihi için bir dönüm noktası oluyor.. Meslek adına da; bizim doğum günümüz sayılır!
Kocaeli Gazetesi sahibi Dündar Çiğit’in öncülüğünde, Günaydın Gazetesi sermayedarlığında, Sakarya Gazetesi yayın hayatına giriyor..
Gazetede, Semih Köprülü, Hüseyin  Komite, Nejdet Güngörsün ile bir kader birliği yaparak, gazetenin Sakarya ayağını oluşturuyoruz..
En yakın arkadaşlarımız ise, Nevzat Urhan, İlhan Tunçbilek ve Recep Koçkar…
Gazetemizin ilan ve reklam işlerini yürüten Semih Saner’i de unutmamak gerek!?
Genç muhabirlerden Turan Çatalbaş, Burhan Güven, Atilla Çavdar, Nejdet Başoğlu, Mustafa Öztunç, Müjgan Zaman,  Fahri Tuna, Fethi Özer, İlhan Menteş, Cevdet Güngör ve diğer arkadaşlar ile gazeteyi çıkarmaya büyük özen gösteriyoruz..
Sakarya’da ilk ofset gazete Sakarya, artık günlük ve üstelik sadece merkezde değil, ilçelerde de satışa geçiyor..
Sakarya, ses getiren  renkli, ofset bir gazete oluyor..
Elveda siyah-beyazlı yıllar!
***
Sakarya basın tarihinde,” devrim niteliği” olarak kabul edilen, Sakarya Gazetesi’nin hazırlanmasında en büyük pay sahibi, şüphesiz Semih Köprülü kardeşimizindir..
Basın mesleği içinden gelen, bir ailenin evladı olarak, esnaflığı, dürüstlüğü, futbol tutkusu, Sakarya aşkı ile tanıdığım Semih Köprülü’nün Sakarya’ya kazandırdığı Sakarya Gazetesi, bir kültür abidesi olarak, her zaman anılacak ve hatırlanacaktır..
Sakarya’da modern gazeteciliğin, ofset tekniğinin Sakarya’ya getiriliş meşalesini yakan adam, Semih Köprülü’dür..
Bugünün, “yeni yetme gazetecileri” Semih Köprülü adını, nereden bilecekler?
Semih Köprülü, Sakarya’da gazetecilik mesleğinin, gerçek manada meslek olmasını da sağlayandır..
Sakarya Basın tarihi içinde, maalesef Semih Köprülü’nün hakkını çok az teslim eden olması bakımından, şöyle tarihe bir bakma gereği duydum..
Semih Köprülü bir candır, bir arkadaş, bir baba, bir vefa, adam gibi adamdır..
Gazetenin hazırlanmasında, dağıtımında, teşkilatlanmasında büyük emeği yadsınamaz bir gerçektir..
Semih Köprülü, Sakarya’dır bilene!
Semih Köprülü, nazar boncuğu Sapanca!dır anlayana!..
Bilhassa haberlerin çeşitlendirilmesi, Sakarya’ya sahip çıkılması, ilçelerin, bu basın ağı içinde yer alma kararları, Semih Köprülü’ye aittir..
Semih Köprülü, daha da ileri giderek, yaptığı ziyaretler ile kaymakamlar, belediye başkanları, valilik ve il encümenleri ve siyasilerle kurulan iletişimde de öncüdür..
O’nu Ada Olay Gazetesi’nden, Sakarya adlı bir gazete çıkartmaya iten en büyük neden ise Sakarya sevgisidir..
Keşke Semih Köprülü’yü genç kuşak gazetecilere daha iye anlatabilsek?
Ne yazık ki, bu alanda da bir vurdumduymazlık yarışı vardır!..
Vefasızlık bu ya?
Güzel dostum, iyilik meleği kardeşim, hani cuma günleri birlikte gittiğimiz Yenicami’de,  cuma namazı edasında, senin hatırlattığın gibi “ kadayıf” yemeden(dua etmeden) namazdan ayrılmak yok!
Bu genç adamı, çok erken kaybetmenin üzüntüsü içinde, ne söyleyebiliriz ki?
Hakkı teslim etmek, yapılan güzel şeyleri paylaşmak görevimizdir..
Sakarya Basın Tarihi’nin simge ismi Semih Köprülü’dür!
Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun!
Semih Köprülü ile kader birliği yapan ve hayata gözlerini yuman arkadaşlarımız Nejdet Güngörsün ve Hüseyin Komite’nin de hizmetleri,mesleğe katkıları unutulmaz..
Unutmayınız ki, dünü iyi analiz etmeyenlerin, yarına çeki düzen vermesi zordur!
Gelecek sayıda da onlardan söz etmek üzere,  Mübarek Kurban Bayramınızı en içten duygularla kutlar, sağlıklı güzellikler dilerim.
YUSUF CİNAL/10 Ağustos 2019, Adapazarı/www.bizimsakarya.com.tr

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Bu gidip-gelmeler unutulur mu?
Yorum Yap