Konya’dan Asker Arkadaşım 4 kişiyle beraber Akyazı ilçesine gelirler;
Aslında randevumuz bir gün sonra idi İstanbul’a gidip dönüşte Konya,Emirdağ,Eskişehir ziyaretlerini eşlerimizle beraber yapacaktık…
Gecenin 22.10h civarıydı…
Rahmetli Mehmet Gökcan çıka geldi. .
Randevumuz yarın…
Asker Arkadaşım Düzcede yemek yedik,Akyazı tabelasını görünce Ormanköy’den Akyazı’ya saptık…
Bende anlamadım…
Neden Niçin geldiğimi…
Buyurun misafirimsiniz!
Köydeki evimizdeki misafirlerin yoğunluğu sebebiyle Akyazı şehir merkezindeki Ablama ait olan eve gittik…
Evde her şey var sadece Ablam köyde bizim evde kaldığından yemek yoktu…
Kavun,karpuz,peynir,sucuk,üzüm,Antep fıstığı,kabak çekirdeği alarak ablamın evine gittik ..
Yemekleri yedik…
NTV deki gece 12 haberlerini seyrettikten sonra iki kişiyi arka odaya kendimi de hole Mehmet ve Hüseyin Gökcan Amcaoğullarını Tv nin olduğu oturma odasında ağırlamaya karar verdim ..
Trabzon’da oynanan Galatasaray maçının spor özetlerini seyredip yatalım derken;
Hüseyin Gökcan…
Amcaoğlu Mehmet Gökcan’a seslenir…
Kalk buraya yat biz maç özetine bakacağız…
Mehmet…
Hasittir loooo…
Hüseyin Amcaoğlu yahu kalk yandan bakamıyoruz tam tv nin karşısında uyuyorsun,beni buradan kimse kaldıramaz deyince lafa ben girdim!
Asker Arkadaşım…
Gözünün yağını yediğim…
Kalk yan tarafa yat…
Seni hayatta kırmam ama kurban olayım bana dokunma dedikten sonra Asker ve Belçika’dan Arkadaşım olan sevgili Mehmet kardeşime bir laf bile etmedim…
Amcasının oğlu Hüseyin;
Söze girdi…
Bu bizim Amcaoğlu yeni bir yerden nişanlandı daha önce iki bacının nişanlıları nişanlıyken öldüler bizim amcaoğluda yolcu…
O evden kim nişanlanıyorsa ölüyor deyince;
Şakası bile kötü bırakın dedim
Hüseyin yemin olsun öldüler der demez Mehmet Gökcan onlar trafik kazasında hayatlarını kaybetti evelallah
bana bir şey olmaz dedi ama
Beni yerimden kaldırma Rahmetli babam gelse beni buradan kaldıramaz sözü içime yara oldu. .
Maça baktık Hacı nin golüyle cimbom maçı aldı…
Bizde yerlerimize geçip o sıcakta uyumaya çalışıyorken
Karşı komşu salman amcanın köpeğinin havlaması uyku uyumamıza engel teşkil ediyordu. ..
Bir ara balkona çıkıp bir şeyler atayım dediysem de mesafenin uzak oluşu tekrar hole geri dönmemi sağladı…
Saat 01 sıralarında binanın sallanması ki;..
Alttan öyle bir itici güç basınç vardi ki Belçika’dan da arkadaşım Hüseyin bana Hüseyin diye çağırıyor bende ona Hüseyin diye çağırıyorduk 3 kez o bana Ben ona çağırdıktan sonra baktım Hüseyin den fayda yok üç kez kelimei şaadet getirdim….
Baktım enkazın içindeyim!
Toz bulutu göz gözü görmüyordu…
Bir boşluktan ışıklar gözüküyor
Fakat şoku üzerimden atamamanın verdiği buruklukla
Boşluğa kendimi atamıyordum!
Akyazı’nın altı su olduğundan ağır yük kamyonları geçince bina sallanıyor bende yine bir kamyon geçtiğini zannediyordum….
Kendimi toparladım ve boşluğa kendimi bıraktım 3 üncü kat 1.5 metre mesafeye inmiş bir baktım asfalttayım…
Şoktaydım…
Beyaz atlet ve kilot ile dışarı çıktım yolun kenarına oturdum
Tretuarın parlak kısmına…
Yoldan geçen birinden…
Arkadaşım…
Bir sigara verirmisin?…
Uzun malborayı yaktı ve elime uzattı…
Kimdi bilmiyorum…
Ömrümde öyle tatlı ve acı siğara içmedim…
Belki 4 veya beş fırt çektim
Baktım enkaz altından sesler geliyor…
Abi…Abi…Abi…
Ula kimsin….
Abi ben Ahmetin…
Hangi Ahmet…
Senin ellerinde büyüttüğün Ahmet deyince aklım yeni yeni yerine gelmeye başladı…
Onları acı içinde görünce yardim çığlıkları attım…
Mahallenin muhtarı Yaşar Karaman kardeşimizin yardımlarıyla bizim misafirler
bilmedikleri gece geldikleri yerde kaybolmuş sesime doğru
geldiler…
Neredeydiniz…
Vallahi biz binadan nasıl çıktığımızı bilmiyoruz sokağın başına gidince karanlıkta binayıda kaybettik!. .
Gelin buraya Mehmet nerede haberimiz yok dediler…
Muhtar Yaşar kardeşim havaya 5 altı kez ateş ederek yardim talebine 5 kişi daha iştirak ederek 9 kişi ellerimizle,taşlarla duvarları kırıp bir delik yaratıp içeri girip Ahmet Yılmaz ve Eşleri sinem bacımı kurtardık…
Sinem bacım…
Hüseyin Abi evlâdım enkazda onuda kurtarın deyince enkaza tekrar girdim yavru bebek sıcaktan yatağından çıkmış kirişin altında kalmıştı…
Elimizde imkan yoktu. .
Köy 3 kilometre…
Aklım çocuklarımda…
Şimdiki hısımım İshak Yılmaz Traktörüyle geldi İshak sen enkazın yanından ayrılma bu arkadaşlarım burada sana yardımcı olsun Traktörü bana ver köye gideyim…
İshak uzun paltosunu bana verdi köye girer girmez cami hoperlerinden ilçede çok hasar olduğunu kazma, küreklerinizi alarak yardıma gelmelerini anons ettim…
Komşu köy Pazarköy, Hasanbey Kuzuluk ve yakın civar köylere haber salıp toplu taşıma araç sahiplerini insanları şehir merkezine getirmeleri hususunda örgütleyip birici derecede Akyazı’ya ilk müdahalede bulunmanın öncülüğünü yaptık!
Alaağaç köyünün zemininin sert olması ve evlerin ahşap olması fazla hasar oluşmasına engeldi….
Çocuklarım komşularımda köyümde hasar yoktu mahalleye yemek ekmek yapmaları konusunda rahmeti anama gerekenleri yapın ben geleceğim diyerek Akyazı’nın yolunu tuttum…
Kriz masası kurulmuş Akyazı’nın ileri gelenleri masa başında …
Dedim niye duruyorsunuz?
Ne yapabiliriz ki!?
Kepçe bulun nereden bulalım
Kuzuluk, Dokurcun belediyeleri Salihiye köyünde Ferşat Uzun Alaağaçta yorgun Hasan deyince Garnizon komutanı dur kardeşim bildiklerini şuraya anons ederseniz Askerlerimiz alıp gelirler…
Kaymakam Eski Emirdağ Kaymakamı Celalettin Özdemir
Efendim. .
Belçika’dan izine geldik Konyalı misafirlerimiz var gelen kepçelerden bir tanesini alma imkanımız var mı?…
Tabi kardeşim bekle burada ilk gelen kepçeyi al 20 dakika sonra kepçe geldi üstüne bindik daha önce enkaza giren Mehmet Sandıkçı Asker arkadaşımın giriş altında kaldığını vefaat ettiğini belirtmesi üzerine kepçenin enkazı havaya kaldırmasıyla
Asker Arkadaşım çarşafa sarılmış bacaklarıyla enkazın altından çıkararak yoldan geçen skoda kamyonetiyle hastahaneye Akyazı’da ikinci intikal kişi oluyordu..
Daha sora yine Mehmet Sandıkçı ve Ziya Demiroğlu’nun minibüsü ile Dağ köylerinden Dokurcun, Mudurnu Üzerinden Çok sevdiği Memleketi Konya’ya cenazesini göndererek üzerimize düşen vazifeyi yaptık!
Bu yazımızda Alın yazının aslında yatmış olduğu yatağından Babam gelse beni kaldıramaz diyen Rahmeti Asker arkadaşımın ecelinin oracıkta geldiği iki nişanlı kızın ardından üçüncü nişanlı kişinin hayatını kaybettiğine tanıklık ettik!..
Çok acılı bir geceydi…
O geceyi ancak yaşayan bilir…
Satırlar,kelimeler yetmez;
Akyazı insanının Depremde göstermiş olduğu insanlığa çok ama çok teşekkür ederiz!
Allah hepsinden razı olsun!
Ölenlere Rahmetler dileriz!
Mekanları cennet olsun!
Not: sol baştaki üniformalı Mehmet Gökcan elinde top olan elim bir trafik kazasında kaybettiğimiz izzet Tekirdir..
Ruhları şad olsun!
18 Ağustos 2019
Akyazı
Hüseyin Çınal