Yavuz’dan önce Anadoluda hakim olan inanç Türkmen inancı olan ve ilime inanan Kızılbaşlık (Alevi)-Bektaşilikti. Ordunun Piri Hz. Ali ve Onun yol temsilcisi olan Hace ( Bilge) Bektaş Veli’ydi. Padişahlar ve şehzadeler Bektaşi yemini ( Yeniçeri) ile kılıç kuşanırdı. Yavuz’la birlikte ve sonra Kızılbaş Türkmenler kılıçtan geçirildi ve soykırıma uğradı. Türkler ve ilim saraydan atıldı. İnanç sistemi olarak gerici Emevilik ve kültürel arpalaştırma saraya girdi. Toplum Emeviliğin saraya hakim olmasıyla 500 yıl baskı altında inledi. 1908’de İttihat ve Terakki ve 1923’de Atatürk ile 1938’e kadar yeniden Türkler ve ilim devlette yönetime egemen oldu. Cumhuriyet ile Türk toplumu nefes aldı. Sarayın kulu değil, devletin özgür bireyi yani vatandaşı oldu. 1923’den 1938’e kadar Türkiye her anlamda ilerledi ve dünyaya örnek ülke oldu. Atatürk’ten sonra ise tekrar ve yavaş yavaş Emevilik ve araplaştırma devlette yönetime ve inanç sistemine
hakim oldu. İlim dışlandı. Son 40 senedir ise Türkiye, zaman zaman bazı zikzaklar olmasına rağmen tamamen Emevici ve araplaştırmacı ( kültürel olarak) gericilerin eline geçti. Millete karşı baskı ve zulüm arttı. Türkiye’nin itibarı zedelendi, Türklük Yavuz’dan sonra olduğu gibi aşağılandı, ilim dışlandı hatta neredeyse kalmadı. Türkiye her anlamda geriledi ve geldik bugüne!
Sefa Yürükel
Sosyal Antropolog ve Etnograf
Soykırımlar ve Terörizm Araştırmacısı