Belçika Brüksel’e ilk gittiğimiz yıllarda ( 1972/ 1973 ) yıllarında Türkiyedeki yakınlarımıza ancak ” Mektup” yazarak haberleşebiliyorduk. ilk Ev eşyası olarak ” Eskiciden” siyah , beyaz bir televizyon aldığımız da Dünyalar bizim olmuştu.Rahmetlik Hanımımla
15 günde bir defa ” Alman televizyon kanalı ZDF ” 15 dakikalık Türkçe yayın yapar , o yayını Perihanla dört gözle beklerdik . Böyle yılbaşı günlerin de Rahmetlik bir ” Tepsi” arabaşi yapar ( Gursak gavurgasini ister) beraber hem ARABAŞINI içer , hem yayını bekledik ve ilk Türkçe ses geldimi Televizyondan , Dizimizin bağı çözülür , bir fenalık çökerdi üzerimize .
Daha sonra Perihanin Arkadaşı bir ” ispanyol” komşumuz bize geldiğin de bakıyor biz yer yatağında yatıyoruz , hemen gidiyor bir çıkma karyola alıp , gelip kuruyor ve Akşam ben işten geldiğim de bana sürpriz yapıyorlar . Bende gittim yine Eskiciden bir Döşek aldım getirdim , o günleri ve sevincimizi anlatamam . Şimdi gelde o ” ispanyol” komşu kadını unut , ispanyol , italyan , Belçikalı , Tunuslu , Faslı çok komşularımız oldu , öyle Ahenkli bir komşuluk yaşadık ki , birbirimize beklentisiz bir şekilde yardım yapardık .
Şimdi söyle bakıyorum da , Elinden iş , gözünden yaş gelmeyen , hazır yeyici bir toplum var karşımızda .
Elin icat ettiği şu görüntülü telefonu , sanki kendileri icat etmiş gibi , sosyal medyada , Gubardık ları ( kendini beğenme) yerde , iki karnım olsa birini yırtasim geliyor .
1/1 / 2023 Eskişehir ıyi geceler.
Yeni yılınız kutlu olsun!
Rüstem Çekiç yazıyor