Günaydın, Hürriyet ve bazı gazetelerde görev yapan gazeteci Muammer Elveren, zamanın başbakanı,cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile ilgili anılarını kendi köşesinde anlattı:
Muammer Elveren,” Süleyman Demirel 17 Haziran 2015 te yaşamını yitirdi. Onunla bazı seyahatlerinde ve Paris’ten Ankara’ya diyerek Çankaya köşkünde özel Röportaj yaptığımda görüşmüştüm. Onu hep, devlet adamı olarak duruşu, siyasi nezaketi ve en önemlisi sevecen ve babacan tavırlarıyla hatırlıyorum.
Demirel, Şubat 1998 de tam 30 yıl aradan sonra Fransa’yı resmi olarak ziyaret eden ilk Türk Cumhurbaşkanı olarak Paris’e geldiğinde Fransa Cumhurbaşkanı Chirac onu hem Havalimanında hemde Elysee sarayında devlet töreniyle karşılamıştı. Chirac, 19 Şubat 1998 akşamı Demirel’in onuruna verdiği yemekli davette bir jest daha yaparak Elysee Sarayında davetlileri birlikte karşıladılar.
Girişte Chirac sol tarafta Demirel sağ tarafta isimleri anons edilen misafirleri kabul ediyordu. Sıra bana geldiğinde Chirac tokalaşırken elimi bırakmadan Demirel’e dönüp ‘Bu da Elysee sarayında akredite Türk dostum Elveren’ deyiverdi. Demirel’in de gülümseyip ‘İyi tanıyorum’ dedikten sonra bana ‘Seni Çankaya’dan sonra burada da görmekten memnun oldum” demesini bugün gibi hatırlıyorum.
“Turkiye’nin, demokrat, laik, sosyal hukuk devleti olarak tarif edilen temel nitelikleri, sorgulanmayacak şekilde kabul edilmistir. Laiklik Türkiye’nin çimentosudur. Büyük Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in temel nitelikleri korunacaktır. Bir ülkede değişik dil, ırk ve dine mensup insanların aynı bayrak altında uyum içinde yaşamalarının tek yolu demokrasidir”
Türkiye, Avrupa’nın tüm kuruluşlarına ortak veya tam üye olurken, hiç kimse Müslümanlığı ile ilgili bir çekince koymamıştır. Türkiye, Demokrasi, Laiklik ve İslam’ın birbiriyle bağdaşa bilirliğini kanıtlamış bir ülkedir, Türkiye’yi çağdaş toplum yapanda budur.
. . .
“Büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik rejimi ve gelişen dinamik ekonomisi ile güçlü bir ülkedir. Türkiyesiz bir Avrupa eksiktir, bu Türkiye’nin menfaatine olmadığı gibi Avrupa’nın da menfaatine değildir.
Nurlar içinde yatsın” diye yazısının tamamladı..