Türkiye sevdalı gönül elçilerimiz?

Sevgili okurlar,Anavatan Türkiye’de günleri çabuk tükettik! Hani derler ya “sayılı günler çabuk geçer” diye!

Aynen öyle oldu!

Denenmiş, yaşanmış, tecrübe edilmiş ne kadar atalar sözümüz var ki?

Vatan hasreti, özlemi bir başka..

Bu yıl gerçekten bizim için farklı bir “tatil yılı” oldu..

Tatil diyorsam, inanın “tatili” fazlalık..

İnsanın doğup, büyüdüğü yerlerin tatili mi olur?!

Dilimizde yıllardır,” gurbet, hasret, özlem, ayrılık, veda..” varken, bu gelmelerin, bu gitmelerin anlamı böyle ifade ediliyordu..

Ya şimdi?

Kimimiz Alamancı, kimimiz yabancı?!..

Hatta bizlere “gavurcu” diyenler bile çok?..

Seni gidi Alamancı, yabancı, gavurcu ha?

Ne derseniz deyiniz?

1960’lı yıllardan itibaren, yurtdışına gönderdiklerimizin artık dönüşü yok!

Bir zamanlar uçağın önünde gelenler, uçağın alt kargo bölümünde dönüyordu!!

O da bitiyor?

Zira birinci ve ikinci kuşak gurbetçilerimiz, ya da Alamancılarımız, gavurcularımız, artık cenazelerini bile anavatana götürmüyorlar!?

Artık onların ibadethaneleri camiler yanında mezarlıkları da var..

Evet, onlar “Avrupalı Türkler”, ya da “dış Türkler “olarak ta anılıyorlar..

Onlar ki, çalıştıkları ülkelere yerleştiler ve karınlarının doyduğu, geleceklerini garantiye aldıkları ülkeleri “ikinci vatan” olarak bellediler..

Onlar, artık “Türk” orijinli Avrupalılar olarak adlandırılıyorlar..

Onlar artık bulundukları ülkenin vatandaşları olarak, yeni bir yaşam biçimini benimseyerek, “Türkiye’nin gönüllü elçileri “oldular..

Yıllarca ihmal edilen, hatta döviz kaynağı olarak görülenler, şimdilerde ise “ oy deposu” olarak görülmenin üzüntüsünü yaşıyorlar!?

Avrupa Birliği ülkelerinin vatandaşlık yanında seçme ve seçilme hakkı verdiği vatandaşlarımızın ise mutluluk derecesi gerçekten çok yüksek..

Öyle olmasaydı, kim el memleketini, yani arşı arşı yerleri mesken tutardı..

Duvarı nem, sürgünü gurbet öldürse de” sayıları milyonlarla ifade edilenlerin, Anavatana geliş ve gidişleri bereketi olmaktadır..

Hele de tatil dönemi?

Tatil beldelerine akın edenler kadar, ana, baba memleketini tercih edenlerin sayısı küçümsenemez!

İşte geldik, gidiyoruz!

Kim ne derse, desin, artık bir “Avrupalı Türkler” gerçeğimiz var!

Onları iyi anlar, iyi karşılardık, bundan yararlı çıkacak elbette ülkemiz ve insanımızdır..

Bu zinde, dinamik, üstelik çağın teknolojisini yakalamış olan vatandaşlarımıza küstürmemek, dışlamamak, ötekileştirmemek ülkemizin de yararına olacaktır..

60 Yıl çok gerilerde bırakanlarımızın başarı öyküleri bizlere de örnek olmalı ve bu başarı hikayelerinden mutlaka yararlanmalıyız..

Onları siyasi ayrımcılığa yem etmemeliyiz!!

Onlar ki, yıllara meydan okuyarak” Türkiye sevdası ile vatana her yıl koşup geliyorsalar, baş tacı edilmeyi çoktan hak ediyorlardır!!

Onlardan biri olarak, memleketimin, ülkemin sorunlarını irdeliyor, dertleniyorsam, çözüm önerileri getiriyorsam, bundan kime ne zarar olur ki?

Sonuçta, hepimiz bu toprağın çocukları olarak, nerede olursak olalım, Bayrağımız altında toplanarak, dosta, düşmana birlik ve beraberliğimizi göstermeliyiz!